Avrupa savunma dengelerinde taşlar yerinden oynuyor. Almanya, uzun süredir gündemde olan Eurofighter savaş uçaklarıyla ilgili kritik bir adım atmaya hazırlanırken, bu gelişme sadece Berlin-Ankara hattında değil, aynı zamanda Atina’da da derin bir rahatsızlığa yol açtı. Alman Savunma Bakanı’nın Eurofighter konusu kapsamında resmi temaslara başlayacak olması, Yunan kamuoyunda “Almanya, Türkiye’ye teslim oluyor” yorumlarına neden olurken, basında da “Ankara’ya yenildik, uçuruma sürükleniyoruz” şeklinde manşetler yer aldı.
Bu ifadeler, sadece diplomatik değil aynı zamanda psikolojik bir kırılmayı da işaret ediyor. Özellikle son yıllarda Türkiye’nin savunma sanayiinde attığı yerli ve milli adımlar, bölgesel güç dengelerini ciddi şekilde etkilerken, bu hamleler Batılı müttefikler nezdinde de Türkiye’nin pazarlık gücünü artırdı. Türkiye’nin Eurofighter savaş uçaklarına olan ilgisi, bir süredir Almanya’nın vetosuyla karşı karşıyaydı. Ancak şimdi Berlin’in tavrında bir yumuşama işareti görülüyor. Bu da Yunanistan cephesinde bir “jeopolitik yenilgi” olarak algılanıyor.
Atina’daki siyasi çevrelerde bu gelişme panikle karşılanıyor. Çünkü Almanya’nın bu uçakların satışına onay vermesi halinde, Türkiye hava kuvvetlerinde ciddi bir modernizasyon hamlesi gerçekleştirecek ve Doğu Akdeniz ile Ege’deki güç dengesi Yunanistan’ın aleyhine yeniden şekillenecek. Yunan basını, hükümetin bu konuda başarısız bir diplomasi yürüttüğünü iddia ederken, Türkiye’nin bölgedeki artan askeri etkinliğine karşı bir politika üretemediği eleştirisini öne çıkarıyor.
Almanya’nın, özellikle İngiltere ve İspanya ile birlikte ortak üreticisi olduğu Eurofighter Typhoon savaş uçaklarının Türkiye’ye satışı konusunda izleyeceği rota, yalnızca iki ülke arasında değil, NATO ve Avrupa Birliği içinde de yeni tartışmaları tetikleyebilir. Berlin yönetimi, bu konuda siyasi baskılarla ekonomik ve stratejik çıkarlar arasında sıkışmış durumda. Bir yandan Avrupa’daki müttefiklerini memnun etmeye çalışan Almanya, diğer yandan Türkiye gibi önemli bir NATO müttefikini tamamen kaybetmek istemiyor.
Ankara’nın bu süreçte sessiz fakat stratejik bir diplomasi yürüttüğü görülüyor. Türkiye, hem teknik kabiliyetleri hem de yerli savunma sanayi yatırımlarıyla alternatifleri değerlendirdiğini net bir şekilde ortaya koyarken, aynı zamanda Batılı ülkelerle de kapıyı tamamen kapatmıyor. Eurofighter gibi yüksek teknolojiye sahip sistemlerin Türkiye’nin savunma kapasitesine katılması, yalnızca askeri anlamda değil, aynı zamanda siyasi düzlemde de önemli mesajlar taşıyor.
Sonuç olarak Almanya’nın önümüzdeki günlerde vereceği karar, yalnızca savaş uçağı satışından ibaret olmayacak. Bu karar, Avrupa’nın Türkiye’ye yönelik savunma politikalarını, Yunanistan’ın bölgedeki konumunu ve NATO içindeki dengeleri doğrudan etkileyecek. Ankara’nın bu süreçten nasıl çıkacağı, Almanya’nın baskılara ne ölçüde direneceği ve Atina’nın diplomatik tepkisinin ne yöne evrileceği, önümüzdeki haftaların en sıcak başlıklarından biri olmaya aday görünüyor.
